Logo
Göç Araştırmaları Vakfı Analiz

Yayımlanan Analizler

  • 2024
  • 2023
  • 2022
  • 2021
  • 2020
VATANDAŞLIK YASASININ MODERNİZASYONU VE ALMANYA’DAKİ TÜRK DİASPORASI
Türk diasporasının önemli bir bölümünü oluşturan yurt dışında yerleşik Türk vatandaşları, uzun yıllardır Almanya’da çifte ve çoklu vatandaşlık hakkı elde etmeyi beklemekteydi. Bundan dolayı mevcut analizde, Almanya Federal Meclisince onaylanan ve kamuoyunda çifte vatandaşlık yasası olarak bilinen Vatandaşlık Yasasının Modernizasyonu’nu Türk diasporası özelinde ele almak amaçlanmıştır.
Yazar: M. Derya Canpolat

DOI:
GELİŞEN KOŞULLARA KARŞI DEĞİŞMEYEN YARGILAR: TÜRKİYE’DE YABANCI DÜŞMANLIĞI ARTIYOR MU?
Bu çalışmada, Türkiye’de yabancı düşmanlığının temel sebepleri ve sonuçları analiz edilerek gelen göçlerle birlikte yabancı düşmanlığının artıp artmadığı tartışılmakta, konuya ilişkin çözüm önerileri sunulmaktadır. Bu mühim konu tek bir analizde ele alınamayacak kadar çok boyutlu olduğundan analizde yer verilmeyen hususlarla birlikte daha geniş bir çalışmada yeniden kaleme alınacaktır.
Yazar: Elif Aydın & Asmahil Kohan

DOI:
GÖÇÜ KONTROL ETME VE ENTEGRASYONU İYİLEŞTİRME YASA TASARISI
Göçü kontrol etme ve entegrasyonu iyileştirme yasa tasarısının içeriğine baktığımızda karşımıza çıkan dört önemli başlık görmekteyiz . Bunlar göçmenlerin çalışma hayatına dair düzenlemeler, entegrasyona dair düzenlemeler, sınır dışı etmeyi kolaylaştıran değişiklikler ve iltica başvuru süreçlerine dair değişikliklerdir. Okumakta olduğunuz metin, göç ile ilgili yasa tasarısının getireceği temel değişiklikleri Ombudsmanın (Défenseur des droits) metne dair bildirdiği görüş ve sivil toplum kuruluşlarının eleştirileri çerçevesinde analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Yazar: Ebubekir Tavacı

DOI:
SİYASİ PARTİLERİN SEÇİM BEYANNAMELERİNDE TÜRK DİASPORASI
Türkiye Cumhuriyeti Devleti diasporasının seçimlerde oy kullanmasını önemsemektedir ve bunun için tarihi süreçte çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Bu çerçevede, 1950’lerde uygulamaya koyduğu “seçmen kütüğüne kayıt ve seçim günü memleketinde bulunma esasını” 1987 yılında “gümrüklerde oy kullanma esasını” benimseyerek esnetmiş ve 2012 yılında da “yurt dışında sandık kurma esasını” benimseyerek Türk diasporasının 2014 yılında gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden itibaren anavatan seçimlerinde Türkiye’ye gelmesine ya da gümrüklere gitmesine gerek kalmadan bulunduğu ülkelerdeki şehirlerde kurulan sandıklarda oy kullanabilmesini sağlamıştır. Bu uygulamanın başlatılmasından itibaren anavatan seçimlerinde kullanılan yurt dışı oylarının sayısı artmış; siyasi partiler de bu duruma kayıtsız kalamayarak seçim beyannamelerinde Türk diasporasına –yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları/yurttaşları, yurt dışı Türkler, yurt dışındaki işçiler gibi adlandırmalar ile- yer vermeye başlamış ve onlara yönelik çeşitli vaatlerde bulunmuştur. Bu doğrultuda mevcut çalışma, siyasi partilerin seçim beyannamelerinde Türk diasporasına yönelik sundukları vaatleri üç dönem özelinde ele alarak analiz etmeyi amaçlamaktadır.
Yazar: M. Derya Canpolat

DOI:
İSLAM OKULLARININ HOLLANDA EĞİTİM SİSTEMİNDEKİ YERİ VE TOPLUMDAKİ YANSIMASI
Hollanda’da eğitim özgürlüğünün anayasal yollarla tanınmış olması, ülkede Hollanda İslam okulları dahil olmak üzere farklı dini görüş ve inançlara sahip okulların açılmasına olanak sağlamıştır. İslam okulları kuruluş aşamasından itibaren hem Hollanda’daki Müslüman toplumunda hem de Hollanda toplumunda çeşitli itirazlarla karşılaşmıştır. Bu çalışmada İslam okullarının Müslüman ve Hollanda toplumu üzerindeki etkisi analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma kapsamında İslam okullarında görev almış ve hala almakta olan katılımcılara İslam okullarının Müslüman toplumu üzerindeki etkisi, okullarda İslami kimlikle bağlantılı olarak öğrenciler için düzenlenen faaliyetler, okullarda velilerin de dahil olduğu faaliyetler, İslam okullarının kendi aralarındaki iş birliği, Hollanda toplumunda nasıl algılandığı, günümüzde karşılaşmakta oldukları sorunlar, ilerleme kat ettikleri konular, okul başarıları, gelecek hedefleri hakkında sorular yöneltilmiştir. Yarı yapılandırılmış mülakat ve doküman analizi yöntemi kullanılan bu çalışmada İslam okullarının gelişen ön yargıların aksine demokratik olmayan ve entegrasyona engel olacak bir tutum içinde olmadığı ve hem Hollanda toplumu hem de Müslüman toplumu için sosyal kapasiteleri geliştirici bir etki kapasitesinin olduğu tespit edilmiştir.
Yazar: Hatice Kübra KARATEPE ve Bahar CEBE

DOI:
DEVLETLERİN GÖÇMEN KARŞITI POLİTİKALARINDA YENİ ARAYIŞLAR: SINIR DUVARLARINDAN YÜZEN HAPİSHANELERE
21. yüzyılın ilk çeyreği, göçe ve göçmene karşı uygulanan politikaların devletlerin sınırlarında belki de en görünür olduğu zamanlardır. Her geçen yıl bu politikalar daha da sertleşmekte, artmakta ve yeni arayışlarla birlikte çeşitlenmektedir. Dahası göçmenlerin yoğun ya da seyrek olarak kullandığı bütün güzergahlarda coğrafya fark etmeksizin söz konusu politikalar görülmektedir. Neredeyse her ulus devlet adeta birbiriyle yarışırcasına sınırlarında göçmen karşıtı politikalar üretmekte, her geçen yıl üzerine koyarak bu politikalarda yeni arayışlara girmektedir. Bu çalışma, tecrübe edilen yaklaşık çeyrek asırlık sürede devletlerin uyguladığı göçmen karşıtı politikalardaki dönüşümü ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Yazar: Hakan ÜNAY

DOI:
MAYIS 2023 TÜRKİYE SEÇİMLERİNE YURT DIŞINDAN GELEN İLK TEPKİLERİN TÜRK DİASPORASINA YANSIMALARI
Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ilk turunda yurt dışındaki geçerli oyların %57.47’sini alan Recep Tayyip Erdoğan ikinci turda bu oranı %2.1 artırarak oyların %59.57’sini almıştır. Yurt içi oylarla birlikte %52.18 oy oranına ulaşan Erdoğan, 2023 seçimlerinde en çok oyu alarak yeniden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesi, Türk diasporasının bulunduğu bazı ülkelerde tartışmalara yol açmıştır. Seçim sonuçlarını kutlayan Türk diasporası mensupları bazı mesken ülke siyasi aktörleri (parti liderleri, bakanlar, milletvekilleri) tarafından eleştirilmiştir. Bu aktörler arasında Türk diasporası içinden bazı siyasiler de yer almıştır. Bundan harekete mevcut çalışma, Türkiye seçim sonuçlarına yurt dışında verilen ilk tepkilere odaklanma ve bu tepkilerin Türk diasporasına yansımalarını analiz etmektedir. Analiz kapsamında Almanya, Belçika ve Hollanda’ya yer verilmiştir. Bu ülkelerin ulusal basınlarına seçimle ilgili yansıyan haberler ve siyasi aktörlerin bir sosyal medya mecrası olan Twitter’a yansıyan ilk tepkileri analiz edilmiştir.
Yazar: M. Derya Canpolat

DOI:
2023 SEÇİMLERİNDE YURT DIŞI SEÇMEN ETKİSİ
14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekilliği seçimlerinde Türk diasporası 46 gümrük kapısı ve 167 temsilcilikte kurulan sandıklarda oylarını kullanmıştır. Yurt dışında sandıkların kurulmaya başlandığı 2014 yılından beri en yüksek katılım oranına sahip bu seçimlerde yurt dışında yaşayan seçmenin oyu bazı bölgelerde milletvekili dağılımını dahi etkilemiştir. Katılım yoğunluğu ise yurt dışı seçmen için artık daha farklı bir temsil hakkının verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu çerçevede, okumakta olduğunuz metnin amacı yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye seçimleri için oy kullanması uygulamasının kısa bir tarihini anlatarak, diasporanın siyasal katılımının gelişimi ve seçmen davranışının ve seçimlerde oynadığı rolün kısa bir analizini yapmaktır.
Yazar: Ebubekir Tavacı

DOI:
ALMANYA’DA IRKÇILIK, TÜRK VE MÜSLÜMAN TOPLUMU: “ALMANYA’DA HER YABANCI, YABANCI OLARAK GÖRÜLMÜYOR”
2021 Almanya Federal Seçimlerinden sonra kurulan koalisyon hükümetinde yer alan konulardan birisi de Almanya genelindeki ırkçılıkla mücadele etmekti. Bu doğrultuda Deutsche Zentrum für Integrations- und Migrationsforschung’un (DeZIM) (Alman Entegrasyon ve Göç Araştırmaları Merkezi) 2022 yılından itibaren düzenli olarak ırkçılığı izleme mekanizması oluşturacağını belirtmişti. Rassistische Realitäten (Irkçı Gerçekler) raporu bu bağlamda atılan en büyük adımlardan biridir. Mayıs 2022’de yayınlanan rapor Almanya’daki ırkçılığı farklı boyutlarıyla ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Rassistische Realitäten (Irkçı Gerçekler) raporunu oluşturan altı bölüm, bu analiz kapsamında, ayrı ayrı ele alındıktan sonra rapor özellikle Türk ve Müslüman toplumu bağlamında değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme esnasında ayrıca farklı kaynaklardan yararlanılarak Almanya’da Türk ve Müslümanlara yönelik gerçekleşen ırkçılık tartışılmıştır.
Yazar: M. Mustafa İyi & Mervenur Şahin

DOI:
HOLLANDA KOALİSYON ANLAŞMASI VE GELECEK PERSPEKTİFİ
Hollanda, 21 Mart 2021 tarihinde sandığa gitmiş fakat hükümetin kurulması 299 günü bulmuştur. Hükümet ile halk arasında çocuk bakım ödeneği sebebiyle yaşanan güven krizi, pandemi, koalisyonun kurulması hakkında alınan kararların basına sızdırılması, partiler arasındaki güvensizlik gibi olaylar koalisyonun kurulmasını geciktiren başlıca etkenlerdir. Bu çalışmada öncelikle 2021 genel seçim sonuçlarına, yeni koalisyon hükümetinin kuruluş aşamasına ve partilerin bakanlık dağılımına yer verilmiştir. Daha sonra genel olarak 2021-2025 koalisyon anlaşmasına değinilmiş ve anlaşmada göçmenleri ilgilendiren konular tespit edilerek bu konularda alınan kararlar okuyucuya sunulmaya çalışılmıştır. Son olarak 11 kanaat önderi ile Zoom programı üzerinden görüşme yapılarak katılımcılara yeni koalisyon hükümeti ve beklentileri hakkında sorular sorulmuş ve katılımcıların cevapları dört alt başlık altında değerlendirilmiştir.
Yazar: Bahar Cebe & Hatice Kübra Karatepe

DOI:
FRANSA CUMHURBAŞKANI ADAYLARI VE GÖÇ PROGRAMLARI
Fransa’nın son birkaç yılı, sarı yelekliler hareketi, İslamofobi, göçmen karşıtlığı gibi iç dinamiklerden kaynaklı tartışmaların yoğunluklu olduğu ve korona virüs salgını, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı gibi beklenmedik gelişmelerin ülke siyasetini de etkilediği bir dönem oldu. Adayların secim programları da bu tartışmalar ekseninde oluştu. Anketlerde en yüksek oy oranlarına sahip altı adaya baktığımızda, özellikle de kendisini merkeze konumlandıran Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un geçtiğimiz beş yıl içindeki icraatlarını göz önüne aldığımızda, siyasi yelpazenin sağının daha ağır bastığı göze çarpıyor.
Yazar: Ebubekir Tavacı

DOI:
NİYETLER, BEKLENTİLER VE UYGULAMALAR: ALMANYA’DAKİ FEDERAL SEÇİMLER, KOALİSYON HÜKÜMETİ VE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI
26 Eylül 2021 yılı Almanya’da gerçekleşen federal seçimler sonucunda Sosyal Demokratlar (SPD), Yeşiller ve Hür Demokratlar’dan (FDP) oluşan koalisyon hükümeti Olaf Scholz’un başkanlığında kurulmuş olup resmî olarak çalışmalarına başlamıştır. Üç partinin kamuoyuyla paylaştığı koalisyon anlaşmasında Almanya’daki Türk, Müslüman, Alevi, göçmen ve göçmen tecrübesine sahip grupları ilgilendiren önemli değişiklik, düzenleme ve vaatlerin olduğu görülmektedir. Bu analizde İyi; seçim sonuçları, koalisyon anlaşması, kurulan yeni hükümet gibi konular Almanya’da faaliyet gösteren ve Türk, Müslüman ve Alevileri temsil eden sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini de içererek ele aldı.
Yazar: M.Mustafa İYİ

DOI:
FRANSA MÜSLÜMAN TOPLUMU VE LAİKLİK
Son yıllarda islamofobi konusunda ismi en çok anılan ülkelerden birisi de Fransa’dır. Fransa’da bugün yaşanan laiklik-terörizm-İslamcı ayrılıkçılık ekseninde süregelen tartışmaları ve dünyanın geri kalanında Fransa üzerine yapılan tartışmaları anlayabilmek ve anlamlandırabilmek gayesi, söz konusu ülkenin laiklik anlayışını, “Fransa İslam’ı” kavramının ve Fransa Müslümanlarının devlet otoritesi karsısında nasıl temsil edildiklerinin anlaşılmasını zorunlu kılmaktadır. Okumakta olduğunuz yazının temel amacı da bahsi gecen konularda bilgi vererek Fransa’da kamu otoritesi ve Müslümanlar ilişkisini değerlendirerek güncel gelişmeleri bu çerçevede aktarmaktır.
Yazar: Ebubekir Tavacı

DOI:
ALMANYA’DAKİ GÖÇ VE ENTEGRASYON TARTIŞMALARININ “FEDERAL HÜKÜMET KOMİSYONU RAPORU” BAĞLAMINDA İNCELENMESİ
Bu analiz çalışması, Federal Alman Hükümeti tarafından “Göç ve Entegrasyon” çalışmalarını desteklemek amacıyla oluşturulan uzman komisyonu tarafından 2021 yılı Ocak ayında hazırlanan raporu incelemektedir. Aynı zamanda bu analiz çalışması raporun da önemli bir ayağını teşkil eden “göç geçmişi” (migrationshintergrund) kavramını tartışmaya açmayı hedeflemektedir. Böylelikle bu analiz yazısı uzman komisyonunun hazırladığı raporu genel hatlarıyla inceleyerek Almanya’daki “göç ve entegrasyon” tartışmalarını anlamaya çalışacaktır.
Yazar: M.Mustafa İYİ

DOI:
HOLLANDA’DA AYRIMCILIĞIN YENİ ODAĞI: BURKA YASAĞI
Hollanda devleti, 1 Ağustos 2019 yılından itibaren yüzü kapatan kıyafetlerin eğitim ve sağlık kurumlarında, devlet binalarında ve toplu taşıma araçlarında giyilmesine yasak getirmiştir. Bu yasak genel olarak Müslüman kadınların bilhassa da burka ve nikap kullanan kadınların hayatlarını olumsuz yönde etkilemiştir. Meld Islamofobie Vakfı2, yasağın bir yıl içerisindeki etkisini ve yasağın getirilmesinde devletin sunduğu argümanların tutarlılığını değerlendiren bir rapor yayınlamıştır. Raporda, Hollanda’da yaşayan Müslüman kadınların bir yıl boyunca Vakfa bildirdiği tecrübelere yer verilerek hükümetin resmi olarak amaçladığı daha iyi iletişim ortamı ve güvenliliğe katkıda bulunup bulunulmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır.
Yazar: Bahar Cebe

DOI:
2021 HOLLANDA SEÇİMLERİ VE SEÇİM PROGRAMLARI
Hollanda’da bir süredir gündemin ana maddesi Temsilciler Meclisi seçimleridir. Seçim sürecinde tartışmaların odağındaki partiler ve siyasi figürler Hollanda halkını ve Hollanda halkının bir parçasını oluşturan Türk toplumunu yakından ilgilendirmektedir. Bu analiz kapsamında, Hollanda Temsilciler Meclisiseçimlerinin Hollanda’daki Türk toplumunu ne yönde etkileyeceği ele alınmaya çalışılacaktır. Bu amaç doğrultusunda seçime katılacak bazı partilerin seçim beyannameleri incelenerek toplumumuzu yakından ilgilendiren Türkiye ile ilişkiler’, ‘göç ve uyum’, ‘İslam’ gibi konularda partilerin görüşleri ön plana çıkarılacaktır
Yazar: Bahar Cebe & H. Haluk Ceylan

DOI:
ALMANYA’DA IRKÇILIĞIN DIŞA VURUMU: CAMİLERE YÖNELİK SALDIRILAR
H. Haluk Ceylan, bu analiz kapsamında ırkçı motivasyonlarla işlenen suçların günden güne arttığı gerçeğinden hareketle Avrupa’da Türk diasporasının en yoğun olduğu bölge olan Almanya’da son yıllarda yaşanan camilere yönelik saldırıları detaylı olarak ele almaya çalıştı.
Yazar: H.Haluk Ceylan

DOI:
BAVYERA EYALETİNDE 2021/2022 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILINDAN İTİBAREN OKUTULACAK OLAN “İSLAM DERSİ” ÜZERİNE BİR ANALİZ
Bu çalışmada genelde Almanya’da, özelde ise Bavyera Eyaletindeki din derslerinin imkan ve sınırları, İslam din dersleri bağlamında ele alınmaktadır. Uzun süredir muhatap sorunu ile karşı karşıya kalan İslami çatı örgütlerinin karşılaştıkları çeşitli engeller, Bavyera Eyaleti tarafından 2021/2022 Eğitim-Öğretim Yılından itibaren okutulacak olan “İslam Dersi” üzerinden işlenecektir. Bu analiz, İslam din derslerinde karşılaşılan sorunları, Bavyera Eyaletinde okutulacak olan “İslam Dersi” üzerinden tartışmaya açmayı hedeflemektedir.
Yazar: Dr. Öğr. Üyesi Hasan Sözen & M. Mustafa İyi

DOI:
FRANSA’DA İSLAM’IN VE MÜSLÜMANLARIN YASALARLA ÖTEKİLEŞTİRİLMESİ
Fransa’da özellikle son yıllarda çok tartışılan toplulukçuluk-ayrılıkçılık tartışmaları ve yaşanan terör saldırıları üzerine hükümet konuyla ilgili hazırladığı kanun tasarısını 9 Aralık 2020 tarihinde Bakanlar Kuruluna sundu. Kamuoyunda “İslamcı ayrılıkçılıkla mücadele yasası” olarak duyurulan ancak resmi olarak “Cumhuriyet değerlerine saygı yasası” diye isimlendirilen kanun tasarısı Ulusal Meclisteki komisyon çalışmaları ve ilk okumanın sonucunda 16 Şubat 2021 tarihinde oylandı ve 17 Şubat günü ilk okumanın yapılması için Senato’ya gönderildi. 30 Mart – 8 Nisan tarihleri arasında Senato’da görüşülen yasa tasarısı önümüzdeki günlerde yine burada da oylanacak. Senato çalışmasını tamamlayıp oylamasını yaptıktan sonra ise metnin tekrar Ulusal Meclise gelmesi bekleniyor.
Yazar: Ebubekir Tavacı

DOI:
“ALMANYADA MÜSLÜMAN YAŞAMI 2020” RAPORUNUN İNCELENMESİ
Bu analiz, Federal Göç ve Mülteciler Dairesi’ne (Bundesamt für Migration und Flüchtlinge (BAMF)) bağlı olan Göç, Entegrasyon ve İltica Araştırma Merkezi (Forschungszentrum Migration, Integration und Asyl (BAMF-FZ)) tarafından yürütülen Almanya’da Müslüman Hayatı 2020 başlıklı araştırmayı incelemektedir. Bu analiz, raporun bulgularının genel hatlarıyla Türkçeye çevirerek kamuoyunu konu hakkından bilinçlendirmek hedefini taşımaktadır. Böylelikle bu analiz, raporun bulgularını inceleyerek Almanya’daki Müslümanların gündemine ışık tutmayı hedeflemektedir.
Yazar: M.Mustafa İYİ

DOI:
ALMANYA 2019 GÖÇ RAPORU ANALİZİ
Bu analiz, Almanya’nın yayınladığı Göç Raporu’ndaki (2019) verilerden hareketle Türkiye, Türk kökenliler ve Almanya’daki Türk Diasporası ile ilgili grafik, tablo ve istatistikleri derleyerek ilgili konularda çeşitli çıkarımlar yapmayı hedeflemektedir. Ayrıca bu Analiz ilgili konuları “Almanya’ya Gelen ve Almanya’dan Giden Göç, İşgücü ve Beyin Göçü, Sığınmacı Göçleri ve Türk Diasporası” gibi çeşitli tematik başlıklar üzerinden aktaracaktır.
Yazar: M.Mustafa İYİ

DOI:
BİREYİN ÖZGÜRLÜK HAKKININ SINIRI VE DEVLETİN MÜNHASIR EGEMENLİĞİ: LİBYA’DAKİ GÖÇMEN GÖZALTI MERKEZLERİ
Uluslararası Göç Örgütü’nün (International Organization for Migration, IOM) MartNisan 2020 tarihli Libya Göçmen Raporu’na göre, ülkede kırktan fazla ülkeden en az 625 bin göçmen bulunmaktadır.2 Göçmenlerin çoğu komşu ülkelerden gelen insanlardan oluşmaktadır. Göçmenlerden yaklaşık 1500’ü Ulusal Mutabakat Hükümeti kontrolündeki resmi gözaltı merkezlerinde (detention center) tutulmaktadır. Bunun dışında binlerce göçmenin daha militanlar tarafından kontrol edilen göçmen gözaltı merkezlerinde tutulduğu bilinmektedir. 3 Süregiden iç savaş sebebi ile net bir sayıya ulaşılması şu an için mümkün görünmemektedir.
Yazar: Ayşenur AYGÜL

DOI:
AZERBAYCAN’DA BEYİN GÖÇÜ SORUNU VE TÜRKİYE’NİN BU KONUDAKİ YERİ
Günümüzde cereyan eden göç hareketleri sosyo-ekonomik gelişmenin önemli bir faktörünü oluşturmaktadır. Özellikle Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra birçok Avrasya ülkesi gibi Azerbaycan da vatandaşlarıyla birlikte bu hareketlere aktif katılım sağlamaya başlamıştır. Azerbaycan tarih boyunca sürgünler ve çeşitli göçlere sahne olmuş, son yüzyıl içinde de hem toprak hem de nüfus açısından değişikler yaşamıştır. Ülkede göç hareketleri, dış göçler olduğu kadar iç göçler şeklinde de köylerden şehirlere doğru yaşanmıştı. Genel olarak bu göçleri nedenleri farklılık arz etmiş ve güvenlik, siyasi nedenler yanı sıra sosyo-ekonomik nedenlerde bu göçlerde etkisini göstermiştir. Nedenlerin farklılaştığı birçok göç sürecini tarihinde barındıran Azerbaycan, yaşanan bu göçler bakımından hem göç alan hem de göç veren ülke konumuna gelerek, çeşitli roller üslenmiştir. Bu anlamda Azerbaycan’ın önemli roller üstlendiği göç türlerinden birisi de “beyin göçü”dür.
Yazar: Murad Khashimov

DOI:
FRANSA’DA CAMİ BASKINI VE İSLAMOFOBİNİN NORMALLEŞMESİ
Fransa’da 3 Ekim Cumartesi günü özel tim güçleriyle Hz. Ömer Camii’ne baskın düzenlenmiştir. Polis baskını esnasında içeride dini ders yapan çocuklar ve öğretmenler bulunduğundan baskın küçük yaştaki öğrenciler arasında paniğe sebep olmuştur. Özellikle terörle mücadele alanında faaliyet gösteren 15 kişilik “İslamcılığa ve Cemaatçi Ayrışmaya Karşı Mücadele Özel Birimi” adlı güvenlik güçlerinin baskınına ilişkin emniyet müdürlüğü yangın güvenliğinde eksiklik tespit ettikleri ifade etmiştir.2 Müslüman azınlığı korkutma ve yıldırma amacı taşıyan baskın İslamofobik saldırıların artık dayanılmaz boyutlara ulaşması nedeniyle endişe verici olarak karşılanmıştır. Yetkili makamların gerekçe olarak yangın güvenliğini göstermesi ise sosyal medyada “Paris Emniyet Müdürlüğü, caminin yangın söndürücülerini kontrol ederek İslamcılığa karşı mücadele veriyor” ifadeleriyle karşılık bulmuştur.
Yazar: Sena Özdemir

DOI:
HOLLANDA AYRIMCILIK RAPORU ANALİZİ
Ayrımcılık (discrimination), en basit tanımıyla “insanların ve grupların ırk, cinsiyet, yaş veya cinsel tercih gibi özelliklere dayalı haksız veya önyargılı muamele görmesi” diğer bir deyişle başkalaştırılmasıdır. Sosyoloji penceresinden bakıldığında “öteki” kavramının tanımı ise kendinden olmayan grupların yabancı ve istenmeyen kabul edilmesidir.Dolayısıyla ayrımcılık, kendinden kabul edilmeyen “ötekilerin” ırk, cinsiyet, yaş, etnik köken, cinsel tercih vb. konularda avantajlı grupta deneyimler veya çevresel etkilerle oluşmuş kalıp yargılara dolaylı veya dolaysız bir şekilde maruz kalmasıdır.
Yazar: Bahar Cebe

DOI:
SINIRSIZ DÜNYA SORGULANIYOR: KÜRESELLEŞME, GÖÇ VE SINIR DUVARLARI
Çok amaçlı, çok (f)aktörlü ve çok sonuçlu bir süreç olan küreselleşme, belki de tarihindeki altın çağını 1990’lı yıllarda yaşamıştır. Bu süreçte küreselleşme ile ilgili birçok tartışma literatürde yer etmiş ve birçok tez ortaya atılmıştır. Bunlardan en dikkat çekeni şüphesiz ulus-devletin artık işlevini yitirip miadını doldurduğuna dair olanlardı.1 Söz konusu tartışmalar küreselleşmenin belki de en popüler söylemini ön plana çıkardı: “sınırsız dünya”.2 Neredeyse her şeyin sınır olmaksızın yoğun, hızlı ve sürekli olarak hareket ettiği bir dünyanın tasviri için kullanılmıştı bu söylem. Berlin Duvarı’nın yıkılışı, Soğuk Savaş’ın sona ermesi, liberalizmin ideolojilerin kazananı olarak yeniden ön plana çıkması gibi gelişmeler de bu söylemin zeminini hazırlamıştı. Hatta tarihin bile sonuna gelindiğini iddia edenler olmuştu.
Yazar: Hakan Ünay

DOI:
TÜRKİYE’NİN NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ KAYBI: ALMANYA’NIN YENİ GÖÇ YASASI
Almanya’nın kendisini göç ülkesi olarak kabul etmesi iç politikada epey bir tartışmaya neden olmuştu. Sosyal Demokrat (SPD) ve Yeşiller Partisi, 30 yıldır, ülkedeki nüfus gelişiminden yola çıkarak, ‘Almanya’nın bir göç ülkesi olduğunu’ iddia ediyordu. Bu ifade ancak 2015 yılında Şansölye Merkel tarafından dile getirilerek ‘Almanya’nın bir göçmen ülkesi’ olduğu kabul edildi. Hatta o derece kabullenildi ki, geçtiğimiz yıl (2019) parlamentoda nitelikli işgücüne ihtiyaç duyulduğu ve bu işgücü ihtiyacını çevre ülkelerden temin etmek için kolları sıvayacakları ifade edilmişti. Üstelik bu çevre ülkeler arasında AB’ye dahil olan ülkeler haricinde üçüncü dünya ülkeleri olarak tanımladıkları Hindistan, Bosna Hersek, Kosova ve Arnavutluk gibi ülkeler yer almaktaydı.
Yazar: M.Mustafa İYİ

DOI:
HOLLANDA ENTEGRASYON POLİTİKALARINDA ZORUNLU ENTEGRASYON SINAVI
Paternotte (D66) ve Heerma (CDA) milletvekillerinin Hollanda’ya göç edecek yeni Türkler için verdiği entegrasyon önergesinin ardından Hollanda Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Wouter Koolmees, Hollanda Temsilciler Meclisi’ne verdiği demeçte 1 Ocak 2021’den itibaren Hollanda’ya gelecek olan Türkiye vatandaşlarının zorunlu entegrasyon sınavlarına girmesi gerektiğini belirtti
Yazar: Bahar Cebe

DOI:
DIŞ GÖÇ VE NÜFUS BAĞLAMINDA GÜRCİSTAN VATANDAŞLARININ TÜRKİYE’YE GÖÇÜ
Günümüzde Ortadoğu’dan Güney Asya’ya, Afrika’dan Kafkasya’ya gerçekleşen kitlesel göç iki taraflı olarak meydana gelmektedir. Buna göre göç, hem göç edilen ülke hem de göç veren ülke için çeşitli sorunlar yaratmaktadır. Genç ve kalifiye işgücünün kaybı, ekonomik büyüme oranındaki azalma ve ülke nüfusundaki anlık düşüşler bu sorunlardan bazılarını oluşturmaktadır. Özellikle Kafkas ülkelerinden Gürcistan’ın nüfusundaki düşüşler bu hususta oldukça dikkat çekmektedir.
Yazar: Murad Khashimov

DOI:
GÖÇE VE GÖÇMENLERE KARŞI ALINAN SINIR ÖNLEMLERİ: YUNANİSTAN
Dünya genelinde ve özellikle Avrupa’da küresel bir kriz olarak değerlendirilen mülteci meselesinden kuşkusuz en çok etkilenen ülkelerden biri Yunanistan. Krizin en üst noktaya ulaştığı 2015 ve 2016 yıllarında bu durum çok daha derinden hissedilirken söz konusu iki yılda toplamda 1 milyonun üzerinde göçmen deniz yoluyla Yunanistan’a geçiş yapmıştı. Artarak devam eden söz konusu göç akınına karşı üretilen politikalar ise -dünyadaki birçok devlette olduğu gibi- Yunanistan’da da sınırlarda ön plana çıkıyor. Yunanistan 2012’den günümüze kadarki süreçte göçü ve göçmenleri, sınır duvarından deniz bariyerlerine kadar çeşitli sınır önlemleriyle engellemeye çalışıyor.
Yazar: Hakan Ünay

DOI: