Logo
Raporlar
  • 2024
  • 2023
  • 2022
  • 2021
Türkiye Migration and Human Mobilities 2021
When accurate information is lacking, prejudice and distorted news often fill the gap. As migration and human mobility become central to debates in Türkiye like never before, misinformation on these topics is widespread. While discussions focus on asylum seekers and forced migrants, unfounded and speculative information about irregular movements also proliferates. These gaps in factual information are frequently exploited for political purposes. Türkiye needs a comprehensive and scientifically informed analysis of increasing migration and human mobility, followed by the development of sound policies and practices based on reliable data. Human mobilizations have occurred throughout history, both in Türkiye and globally, and the migration challenges Türkiye faces are neither unprecedented nor unique. However, the current information age is marked by the ease of manipulating and distorting data. Therefore, accurate and reliable knowledge is crucial. This annual aims to address gaps in understanding migration and human mobility in Türkiye. Many individuals contributed to this report, including Asst. Prof. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, Ramazan Ünsal, and Furkan Özenci, who diligently gathered and analyzed information and data over an extended period. The subsequent comparison, classification, and grouping of data were conducted with significant effort over several months. The positive reception of the first edition led to its revision and reprinting, prompting further studies. Reprinting the study with a new design as part of the GAV Perspective publications is expected to enhance its value. We extend our gratitude to the Migration Research Foundation for their support in producing the second edition of the report.
Yazar: Doç. Dr. Ali Zafer SAĞIROĞLU
Ramazan ÜNSAL
Furkan ÖZENCİ

DOI:
Türkiye’de Göç ve Göçmen Bağlamında Değişen Öteki Algısı II Çalıştayı Türkçe-İngilizce Özet Raporu
Türkiye’de yaşayan göçmenlerin karşılaştığı temel sorunların tespiti ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışma, eğitim, sağlık, barınma, istihdam, güvenlik ve hukuk perspektifleriyle göçmenlerin içerisinde bulunduğu mevcut durumu betimlemektedir. Bu bağlamda çalışma; göçmen karşıtlığının, ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve medyanın etkilerinin göçmenlerin yaşamlarını olumsuz etkilediğini vurgulamaktadır. Çalıştay iki gün süren yoğun bir program çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. İlk gün, göçmenlerin yaşadığı sorunlar genel bir çerçevede tüm katılımcıların görüşlerini belirttiği oturumlar şeklinde düzenlenmiş, ikinci gün ise belirlenen konu başlıkları etrafında daha derinlemesine grup çalışmaları yapılmıştır. Kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından gelen toplamda 42 katılımcı, göçmenlerin sorunlarını doğrudan ifade etmiş ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri sunmuştur. Çalıştay sırasında yapılan tartışmalar ve sunulan öneriler ses kayıtlarıyla belgelenmiş ve tematik analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Çalıştayda elde edilen bulgular genel olarak, göçmen karşıtlığının toplum içinde kutuplaşmalara ve çatışmalara yol açtığını göstermektedir. Ayrımcılık ve ötekileştirmenin göçmenlerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasını zorlaştırdığı ve kötü yaşam koşullarına neden olduğu tespit edilmiştir. Medyanın göçmenlere yönelik olumsuz söylemleri; kamuoyunda önyargıları ve ayrımcılığı artırmakta, bunun da göçmenlerin toplumsal uyumunu zorlaştırdığı gündeme getirilmiştir. Göçmenlerin barınma, sağlık hizmetlerine erişim ve çalışma izinleri gibi temel haklar açısından ciddi sorunlar yaşadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, geçici koruma yönetmeliği, çalışma izinleri, seyahat süreci ve sınır dışı etme uygulamaları ve politikaları gibi noktalardaki göçmen politikalarının çok başlılığı ve hukuki destek mekanizmalarındaki eksiklikler de çalıştayda gündeme gelen önemli bulgular arasındadır. Yapılan çalıştayın sonucunda, göçmenlerin karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Bu öneriler arasında okullarda göçmen öğrenciler için özel uyum programlarının geliştirilmesi, toplum genelinde bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi ve medyanın göçmenlere yönelik söylemlerinin sorgulanması önerilmiştir. Ayrıca, göçmenlerin barınma koşullarının iyileştirilmesi, sağlık sigortası ve kayıt süreçlerinin basitleştirilmesi, psikososyal destek hizmetlerinin geliştirilmesi, göçmenlerin istihdam olanaklarının artırılması ve adil iş koşullarının sağlanmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Hukuki yardım hizmetlerinin genişletilmesi, göçmenlere yönelik şiddet ve suistimalin önlenmesi için adli destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve göçmenlerin güvenliğini sağlamak amacıyla kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi de önemli öneriler arasında yer almaktadır.
Yazar: Göç Araştırmaları Vakfı

DOI:
Savaş, Göç ve Kriz Kıskacında Afganistanlı Göçmenler
Bu rapor, Afganistan son dönemde meydana gelen siyasi ve toplumsal dönüşümlerin Afgan göçmenler üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak değerlendirmektedir. 15 Ağustos 2021’de Taliban’ın yeniden iktidara gelişi ve ABD’nin geri çekilmesi ile tetiklenen sığınma arayışının ele alındığı çalışmada, göçmenlerin karşılaştıkları zorluklar ile bu süreçteki yasal ve sosyo-politik gelişmeler incelenmektedir.
Yazar: Moh Asmahil Kohan

DOI:
TÜRKİYE GÖÇ VE İNSAN HAREKETLİLİKLERİ YILLIĞI
Doğru bilginin boşluğu ancak ön yargı ve çarpıtılmış haberler ile doldurulur. Göç ve insan hareketliliklerine dair konular Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar tartışmaların odağına oturmuşken bu konudaki bilgi kirliliği de bir o kadar yaygın görünmektedir. Bir taraftan ülkedeki sığınmacı ve zorunlu göçmenlere dair tartışmalar, diğer taraftan düzensiz hareketlilikler ile ilgili asılsız ve mesnetsiz spekülatif bilgiler kamuoyunun önüne çıkarken, gerçeklerin yerine ortaya çıkan boşluklar basit biçimde siyasetin malzemesine dönüşmektedir. Oysaki Türkiye’nin ihtiyacı olan artan göç ve insan hareketliklerini serinkanlı ve bilimsel veriler ışığında analiz ederek tartışmak ve buradan hareketle doğru politika ve uygulamalar üretmektir. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı göç ve insan hareketlilikleri ile ilgili konular ne ilk ne de son olacaktır. Ayrıca hem Türkiye’nin geçmiş tarihinde hem de dünyanın diğer bölgelerinde yaşanmış benzer durumların olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Ancak bilgi çağı olarak isimlendirilen içinde yaşadığımız çağ, aynı zamanda bilginin kolayca manipüle edildiği ve çarpıtıldığı bir döneme de işaret etmektedir. Bu açıdan doğru ve güvenilir kaynaklara dayalı olarak üretilmiş bilginin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu yıllık Türkiye’nin göç ve insan hareketliliklerine dair ihtiyaç duyulan bilgi boşluğunu doldurmak amacıyla hazırlanmıştır.
Yazar: Doç. Dr. Ali Zafer SAĞIROĞLU

DOI:
2023
Yazar:

DOI:
TÜRKİYE’YE YÖNELİK AFGANİSTAN GÖÇÜ’NE YERELDEN BAKMAK: VAN SAHA ARAŞTIRMASI ÇALIŞMA RAPORU
Bu çalışma Türkiye’ye yönelik Afganistan göçünü, yerel aktörlerin görüşleri doğrultusunda gözlemlemek amacındadır. Çalışma kapsamında Van şehir merkezi, ilçeleri ve sınır köylerinde farklı zamanlarda saha çalışmaları yapılmış, göç sürecine yerelden bakılmaya çalışılmıştır. Türkiye’ye yönelik Afganistan göçü yaklaşık yarım asırlık bir hafızaya sahip olmasına rağmen özellikle Temmuz 2021’de yoğunlaşan göç süreci uzun bir süre gündemde kalmıştır. Söz konusu dönemde göç meselesi çoğunlukla Türkiye’ye giriş yapan göçmenlerin sayısı, erkek yoğunluklu kitlesi ve sınır güvenliği eksenli tartışmalarla ele alınmıştır. Göçün kaynağı olarak Afganistan, Türkiye’ye yönelik Afganistan göçünün geçmişi ve göçmenlerin Türkiye’ye giriş yaptığı Van’daki yerel aktörlerin görüşleri ise göz ardı edilmiştir. Çalışma kapsamında yürütülen saha araştırmalarında; yerel halktan bölgede bulunan sivil toplum kuruluşlarına, göçle ilgilenen kamu kurumlarından göç alanında çalışan akademisyenlere, yerel ve uluslararası gazetecilerden bizzat Afganistanlı göçmenlere kadar çok yönlü görüşmeler gerçekleştirilerek göçe ilişkin gözlemler ortaya konmuştur.
Yazar: Hakan Ünay

DOI:
DÜZENSİZ GÖÇMENLERİN SINIRI GEÇME DENEYİMLERİ VE KARARLILIKLARININ ANALİZİ: PAZARKULE SINIR KAPISI ÖRNEĞİ
Yıllardır transit ve hedef ülke olarak uluslararası göçün odağında yer alan Türkiye, özellikle Suriye İç Savaşı’nın etkisiyle 10 yıldır yoğun bir göç akını ile karşı karşıyadır. Bu süreçte bir taraftan göçün etki ettiği alanlara ilişkin politikalar üretilmeye çalışılırken diğer taraftan terör faaliyetlerine karşı ulusal ve bölgesel güvenliğini sağlamak adına Suriye’de birçok sınır ötesi operasyon düzenlemiştir. Son yıllarda özellikle İdlib, diğer küresel ve bölgesel aktörler gibi Türkiye’nin de odak noktası olmuş ve operasyonlar bu bölgede yoğunlaşmıştır. Güvenlik temelli tehditlerin yanında çatışmaların etkisiyle İdlib nüfusunun 3,5 milyona ulaşması ve dolayısıyla Türkiye’ye yönelik olası yeni göç dalgası da şehrin Türkiye için öneminin göstergesidir.
GEÇİCİ KORUMA REJİMLERİ VE KALICILIĞA GEÇİŞ
Bu çalışma raporu özel olarak Türkiye’de ve genel anlamıyla uluslararası mülteci rejiminde geçici korumanın sonlandırılmasına ve geçicilikten kalıcılığa geçişte entegrasyonun hukuki boyutuna odaklanmaktadır. Çalışmada öncelikle uluslararası mülteci rejiminde geçici korumanın nasıl ele alındığı incelenerek, özellikle geçici koruma statüsünün sonlandırılması ve kalıcı çözümlere erişimin sağlanmasına yönelik tartışmalara değinilmiştir. Çalışmanın ikinci kısmında Türkiye’deki mevzuat üzerinden Suriyeli mültecilere uygulanan geçici koruma rejimi, geçici korumanın hangi koşullarda sonlandırılacağı ve geçici koruma sonrası hangi politikaların öngörüldüğü/öngörülmediği üzerinde durulmuştur. Üçüncü kısımda ise farklı mevzuatlardan örnekler ile mültecilerin bulundukları ülkelerde kalıcı hukuki statülere erişimleri incelenmiş ve sonuç bölümünde bu tartışmalar ışığında bir değerlendirme ortaya konularak Türkiye’deki Suriyelilerin geleceği açısından önerilerde bulunulmuştur.
HİNDİSTAN VATANDAŞLIK YASASI DEĞİŞİKLİĞİ (CAA)’NIN HİNDU MİLLİYETÇİLİĞİ, İSLAMOFOBİ/İSLAM KARŞITLIĞI VE ULUSLARARASI HUKUK BAĞLAMINDA İNCELENMESİ

Hindistan ne yazık ki son zamanlarda çeşitli tartışmalı olaylarla dünya gündeminde adından oldukça sık söz ettirmektedir. Bu tartışmalı olaylardan bazıları Hindu Milliyetçiliğinin yükselişi, Müslümanların ötekileştirilmesi ve damgalanması, Keşmir’in statüsünün değiştirilmesi, dini ayrımcılık yaratan Vatandaşlık Yasası Değişikliği (CAA) ve buna karşı gerçekleşen protestolardır. Ayrıca siyasi liderler tarafından kullanılan İslamofobik söylemler, Hindistan Halk Partisi’nin (BJP) fanatik Hindu destekçiler tarafından geleneksel ve sosyal medya aracılığıyla yaydıkları yanıltıcı ve Müslüman karşıtı içerikler de bu tartışmalı olayların yaşanamsına zemin hazırlamaktadır. Öte yandan ülkedeki Müslüman karşıtı söylemler ve olaylar 2014’te BJP hükümetinin iktidara gelmesiyle başlamış gibi gözükse de aslında bunun kökeni daha eski tarihlere dayanmaktadır. Bu çalışma kapsamında CAA iki bölüm altında analiz edilmiştir. Bu bağlamda raporun ilk kısmında, CAA’i ortaya çıkaran siyasi ve ideolojik arka plan ele alınmıştır. İkinci kısmında ise uluslararası hukuk tarafından çizilen sınırlar çerçevesinde CAA’nın uluslararası hukuka uygunluğu tartışılmıştır.

   
Yazar: Ayşenur Aygül & Mobassera Jahan Fatima

DOI:
GÖÇ OLGUSU VE EĞİTİM PARADİGMASI ÇALIŞMA RAPORU
Göçler çağından önemli bir göç güzergahı olarak değerlendirebileceğimiz Türkiye’de göçle ilgili gerekli farkındalığa sahip fertlerin yetiştirilmesi, kültürel duyarlılık, kültürleri tanıma, saygı gösterme, iletişim kurma, meselelere daha evrensel bakabilme gibi becerilere bağlıdır. Toplumun hem özeti hem de mimarı olan okullardan ve dolayısıyla eğitim sistemlerinden bu noktada birtakım duyarlılıklar geliştirmesi beklenmektedir. Bu doğrultuda bu çalışmada yapılan tahlil ve tespitler ışığında bazı öneriler sunulmuştur. Bu önerilerde eğitimin temel unsurlarında göçe duyarlılığın nasıl geliştirilebileceği ele alınırken; açıklık, çoğulculuk, uluslararası bilinç, katılım, içerme, esneklik, kültürel duyarlılık, temsil ve aidiyet gibi kavramlar çerçevesinde yeni bir eğitim paradigması için ilkeler inşa edilmeye çalışılmıştır. Eğitim yönetimine, müfradata ve yetiştirilmek istenen insan niteliklerine ilişkin öneriler ile göçe duyarlı bir eğitim paradigmasının mahiyeti tasvir edilmeye çalışılmıştır.
Yazar: Cihan Kocabaş & Yusuf Alpaydın

DOI: