Türkiye Migration and Human Mobilities 2021
When accurate information is lacking, prejudice and distorted news often fill the gap. As migration and human mobility become central to debates in Türkiye like never before, misinformation on these topics is widespread. While discussions focus on asylum seekers and forced migrants, unfounded and speculative information about irregular movements also proliferates. These gaps in factual information are frequently exploited for political purposes. Türkiye needs a comprehensive and scientifically informed analysis of increasing migration and human mobility, followed by the development of sound policies and practices based on reliable data.
Human mobilizations have occurred throughout history, both in Türkiye and globally, and the migration challenges Türkiye faces are neither unprecedented nor unique. However, the current information age is marked by the ease of manipulating and distorting data. Therefore, accurate and reliable knowledge is crucial. This annual aims to address gaps in understanding migration and human mobility in Türkiye. Many individuals contributed to this report, including Asst. Prof. Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, Ramazan Ünsal, and Furkan Özenci, who diligently gathered and analyzed information and data over an extended period. The subsequent comparison, classification, and grouping of data were conducted with significant effort over several months.
The positive reception of the first edition led to its revision and reprinting, prompting further studies. Reprinting the study with a new design as part of the GAV Perspective publications is expected to enhance its value. We extend our gratitude to the Migration Research Foundation for their support in producing the second edition of the report.
Yazar: Doç. Dr. Ali Zafer SAĞIROĞLU
Ramazan ÜNSAL
Furkan ÖZENCİ
DOI:
Türkiye’de Göç ve Göçmen Bağlamında Değişen Öteki Algısı II Çalıştayı Türkçe-İngilizce Özet Raporu
Türkiye’de yaşayan göçmenlerin karşılaştığı temel sorunların tespiti ve bu sorunlara yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla gerçekleştirilen çalışma, eğitim, sağlık, barınma, istihdam, güvenlik ve hukuk perspektifleriyle göçmenlerin içerisinde bulunduğu mevcut durumu betimlemektedir. Bu bağlamda çalışma; göçmen karşıtlığının, ayrımcılığın, ötekileştirmenin ve medyanın etkilerinin göçmenlerin yaşamlarını olumsuz etkilediğini vurgulamaktadır. Çalıştay iki gün süren yoğun bir program çerçevesinde gerçekleştirilmiştir. İlk gün, göçmenlerin yaşadığı sorunlar genel bir çerçevede tüm katılımcıların görüşlerini belirttiği oturumlar şeklinde düzenlenmiş, ikinci gün ise belirlenen konu başlıkları etrafında daha derinlemesine grup çalışmaları yapılmıştır. Kamu kurumları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarından gelen toplamda 42 katılımcı, göçmenlerin sorunlarını doğrudan ifade etmiş ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri sunmuştur. Çalıştay sırasında yapılan tartışmalar ve sunulan öneriler ses kayıtlarıyla belgelenmiş ve tematik analiz yöntemi kullanılarak değerlendirilmiştir.
Çalıştayda elde edilen bulgular genel olarak, göçmen karşıtlığının toplum içinde kutuplaşmalara ve çatışmalara yol açtığını göstermektedir. Ayrımcılık ve ötekileştirmenin göçmenlerin ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasını zorlaştırdığı ve kötü yaşam koşullarına neden olduğu tespit edilmiştir. Medyanın göçmenlere yönelik olumsuz söylemleri; kamuoyunda önyargıları ve ayrımcılığı artırmakta, bunun da göçmenlerin toplumsal uyumunu zorlaştırdığı gündeme getirilmiştir. Göçmenlerin barınma, sağlık hizmetlerine erişim ve çalışma izinleri gibi temel haklar açısından ciddi sorunlar yaşadığı vurgulanmıştır. Ayrıca, geçici koruma yönetmeliği, çalışma izinleri, seyahat süreci ve sınır dışı etme uygulamaları ve politikaları gibi noktalardaki göçmen politikalarının çok başlılığı ve hukuki destek mekanizmalarındaki eksiklikler de çalıştayda gündeme gelen önemli bulgular arasındadır.
Yapılan çalıştayın sonucunda, göçmenlerin karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik çeşitli öneriler geliştirilmiştir. Bu öneriler arasında okullarda göçmen öğrenciler için özel uyum programlarının geliştirilmesi, toplum genelinde bilinçlendirme kampanyalarının düzenlenmesi ve medyanın göçmenlere yönelik söylemlerinin sorgulanması önerilmiştir. Ayrıca, göçmenlerin barınma koşullarının iyileştirilmesi, sağlık sigortası ve kayıt süreçlerinin basitleştirilmesi, psikososyal destek hizmetlerinin geliştirilmesi, göçmenlerin istihdam olanaklarının artırılması ve adil iş koşullarının sağlanmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Hukuki yardım hizmetlerinin genişletilmesi, göçmenlere yönelik şiddet ve suistimalin önlenmesi için adli destek mekanizmalarının güçlendirilmesi ve göçmenlerin güvenliğini sağlamak amacıyla kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi de önemli öneriler arasında yer almaktadır.
Yazar: Göç Araştırmaları Vakfı
DOI:
Savaş, Göç ve Kriz Kıskacında Afganistanlı Göçmenler
Bu rapor, Afganistan son dönemde meydana gelen siyasi ve toplumsal dönüşümlerin Afgan göçmenler üzerindeki etkilerini ayrıntılı olarak değerlendirmektedir. 15 Ağustos 2021’de Taliban’ın yeniden iktidara gelişi ve ABD’nin geri çekilmesi ile tetiklenen sığınma arayışının ele alındığı çalışmada, göçmenlerin karşılaştıkları zorluklar ile bu süreçteki yasal ve sosyo-politik gelişmeler incelenmektedir.
Yazar: Moh Asmahil Kohan
DOI:
TÜRKİYE GÖÇ VE İNSAN HAREKETLİLİKLERİ YILLIĞI
Doğru bilginin boşluğu ancak ön yargı ve çarpıtılmış haberler ile doldurulur. Göç ve insan hareketliliklerine dair konular Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar tartışmaların odağına oturmuşken bu konudaki bilgi kirliliği de bir o kadar yaygın görünmektedir. Bir taraftan ülkedeki sığınmacı ve zorunlu göçmenlere dair tartışmalar, diğer taraftan düzensiz hareketlilikler ile ilgili asılsız ve mesnetsiz spekülatif bilgiler kamuoyunun önüne çıkarken, gerçeklerin yerine ortaya çıkan boşluklar basit biçimde siyasetin malzemesine dönüşmektedir. Oysaki Türkiye’nin ihtiyacı olan artan göç ve insan hareketliklerini serinkanlı ve bilimsel veriler ışığında analiz ederek tartışmak ve buradan hareketle doğru politika ve uygulamalar üretmektir.
Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı göç ve insan hareketlilikleri ile ilgili konular ne ilk ne de son olacaktır. Ayrıca hem Türkiye’nin geçmiş tarihinde hem de dünyanın diğer bölgelerinde yaşanmış benzer durumların olduğu açık bir şekilde görülmektedir. Ancak bilgi çağı olarak isimlendirilen içinde yaşadığımız çağ, aynı zamanda bilginin kolayca manipüle edildiği ve çarpıtıldığı bir döneme de işaret etmektedir. Bu açıdan doğru ve güvenilir kaynaklara dayalı olarak üretilmiş bilginin yerini hiçbir şey tutamaz. Bu yıllık Türkiye’nin göç ve insan hareketliliklerine dair ihtiyaç duyulan bilgi boşluğunu doldurmak amacıyla hazırlanmıştır.
Yazar: Doç. Dr. Ali Zafer SAĞIROĞLU
DOI: