Almanya’da 26 yaşındaki Cezayirli hemşire adayı Rahma Ayat’ın öldürülmesi, olayın arkasında ırkçı ve İslamofobik bir motivasyon olup olmadığı sorularını gündeme getirdi. Aile, saldırganın daha önce Ayat’ı etnik kimliği ve başörtüsü nedeniyle taciz ettiğini öne sürerken, soruşturmada ihmaller yaşandığını savunuyor.

Almanya’nın Aşağı Saksonya eyaletinin başkenti Hannover’in yakınlarında bulunan Arnum şehrinde 26 yaşındaki Cezayirli hemşire adayı Rahma Ayat’ın 4 Temmuz’da evinin bulunduğu binada öldürülmesiyle ilgili soruşturma devam ediyor.

Cinayeti işlediği şüphesiyle tutuklanan 31 yaşındaki Alman komşusunun daha önce mağdura yönelik İslam karşıtı ve ırkçı ifadeler kullandığı iddiaları, olayın nefret suçu olabileceği yönündeki tartışmaları beraberinde getirdi. Savcılık ve polis birimleri, bu iddiaları doğrulamazken, mağdurun ailesi soruşturmanın eksik yürütüldüğünü savunuyor.

Rahma’nın Ailesi Sanığın Kızlarını Daha Önce Taciz Ettiğini Açıkladı

Rahma Ayat’ın ailesi ve yakın çevresi, saldırganın daha önce Ayat’a başörtüsü ve kökeni nedeniyle sözlü tacizde bulunduğunu öne sürüyor. Ayat’ın annesi, kızının iki ay önce kendisini arayarak komşusundan endişe duyduğunu, “zarar vermesinden korktuğunu” söylediğini aktarırken baba ise, olayın arkasında “açıkça ırkçı ve İslamofobik bir niyet” olduğunu ifade etti.

Ancak bu beyanlar henüz resmî soruşturma dosyasına girmedi. 14 Temmuz’da soruşturma sürecine dair medyadan gelen soruları yanıtlayan Hannover Savcılığı, mağdur ailesinin yurt dışında yaşaması nedeniyle ifadelerinin adli yardımla Cezayir’deki diplomatik temsilcilikler aracılığıyla alınacağını açıkladı. Bu sürecin “aylar sürebileceği” bildirildi. The New Arab gazetesine konuşan aile ise tanık ifadelerinin işleme alınmasındaki gecikmeyi eleştirdi ve soruşturmanın ağır ilerlediğini belirtti.

Kamuoyu Cinayetin Arka Planının ve Motivasyonun Araştırılmasını Bekliyor

Cinayet Alman kamuoyunda geniş yankı buldu, ancak ana akım medya kuruluşlarının çoğu haberde saldırının muhtemel İslamofobik veya ırkçı yönüne değinmedi. Bild ve Süddeutsche Zeitung gibi gazeteler olayı genel olarak “kadın cinayeti” ya da “bireysel bir trajedi” çerçevesinde ele alırken T-Online yalnızca sosyal medyada Rahma ve saldırgan arasında daha önce “tartışmalar yaşandığına” dair kısa bir not paylaştı.

Bazı sivil toplum aktörleri ve medya eleştirmenleri, haberlerin büyük ölçüde yalnızca savcılıktan gelen basın açıklamalarına dayanmasını eleştirdi. “Olayın potansiyel nefret suçu yönü neden araştırılmıyor?” sorusu kamuoyunda sıkça dile getirildi. Rahma Ayat’ın ailesinden ya da arkadaş çevresinden gelen açıklamaların haberlerde yer bulmaması da tepki çekti.

Almanya’nın dış ilişkilerini de ilgilendiren bu cinayet hakkında henüz federal hükûmet tarafından kamuoyuna bir açıklama ya da taziye mesajı gelmedi. Olayın ardından düzenlenen anma etkinliklerine hükûmet temsilcisi katılmadı.

Rahma Ayat Nasıl Öldürüldü?

26 yaşındaki Rahma Ayat, yaklaşık iki yıl önce Almanya’ya sağlık personeli olarak çalışabilmek amacıyla gelmişti. Hannover’deki KRH Klinikum Siloah Hastanesi’nde çalışan Ayat, hemşirelik eğitimi almak üzere başvuru yapmıştı.

4 Temmuz’da Rahma, yaşadığı dairenin bulunduğu binada Alman komşusunun bıçaklı saldırısına uğradı. Polis ve görgü tanıklarına göre, olay günü komşuları yardım çığlıklarını duyup yetkililere haber verdi. Göğsünde ve omzunda çok sayıda bıçak yarası bulunan Ayat, acil servis ekipleri olay yerine geldikten kısa süre sonra yaşamını yitirdi. Otopsi raporunda bıçak darbelerinden birinin kalbine isabet ettiği bildirildi. Sabıka kaydı bulunmayan 31 yaşındaki şüpheli, olay yerinde gözaltına alındı ve tutuklandı. Savcılık, olayla ilgili soruşturmanın “tüm yönleriyle sürdürüldüğünü” ve olası nefret saikiyle ilgili incelemelerin de yapıldığını belirtiyor.

Ayat’ın komşusu hakkında Alman polisine defalarca şikâyette bulunduğu ancak yaptığı şikayetlerin “ciddiye alınmadığını” öne sürüldü. Hannover’deki Müslüman cemaati ve Rahma’nın ailesi, başörtülü olduğu için defalarca taciz edildiği yönündeki haberlerin ardından, Ayat’ın öldürülmesinin ırkçı saikle işlenmiş bir nefret suçu olarak tanınmasını talep ediyor.

Cezayir ve Sivil İnisiyatiflerden Gelen Tepkiler

Cezayir hükûmeti, cinayetin ardından doğrudan konuyu elen alan açıklama yaptı: Yurt Dışındaki Vatandaşlardan Sorumlu Devlet Bakanı, cinayeti “korkunç bir suç” olarak nitelendirerek Almanya’dan göçmenlerin daha etkin şekilde korunmasını talep etti

Cezayir’in Berlin Büyükelçiliği, Rahma Ayat’ın cenazesinin ülkesine nakledilmesini organize etti ve başkent Oran’da defin işlemleri gerçekleşti. Cezayirli yetkililer, saldırının nedenlerinin derinlemesine soruşturulması gerektiğini vurgularken, olayın münferit bir cinayet olarak ele alınmasına karşı çıktı. Cezayir kamuoyunda da olay geniş yer buldu.

Hannover ve Arnum’da farklı tarihlerde düzenlenen anma etkinliklerinde yüzlerce kişi cinayeti protesto etti. Etkinlikler, çeşitli sivil toplum ağları ve göçmen hakları platformları tarafından organize edildi. Katılımcılar, olayın muhtemel ırkçı ve İslamofobik yönünün görmezden gelinmemesi gerektiğini savundu. Bazı konuşmacılar, benzer vakalarda saldırganın Müslüman olması hâlinde medyada daha büyük yer bulacağına dikkat çekti.

Rahma’nın çalıştığı hastane, derin üzüntü içerisinde olduklarını belirterek ailesi için yardım kampanyası başlattı. Sosyal medyada ise #JusticeForRahma etiketi altında on binlerce paylaşım yapılırken özellikle göçmen ve göçmen kökenli kadınların maruz kaldığı şiddet, ayrımcılık ve kurumsal kayıtsızlık konuları etiket kapsamında yoğun biçimde tartışıldı.

Kısa bir süre önce yayımlanan ve Almanya’daki Müslüman karşıtı vakalara dair bir rapor, 2024 yılında kayda geçen olayların sayısının yüzde 60 oranında arttığını tespit etmişti. Tehlikeli bir normalleşme eğilimi olduğunu belirten rapor, mağdurların yüzde 71’i kadınlardan oluştuğunu ve özellikle başörtülü kadınların hem cinsiyetçi hem de ırkçı motivasyonlarla hedef alınma riskini daha yoğun yaşadığını vurgulamıştı. (P)

Kaynak: Perspektif  https://perspektif.eu/2025/07/15/rahma-ayat-cinayeti-irkci-motivasyon-iddialari-arastirilacak-mi/