- Göç Araştırmaları Vakfı -
- 5 Haziran 2025
Viyana merkezli Uluslararası Göç Politikaları Geliştirme Merkezi’nin (ICMPD) başında 10 yılı geride bırakan Avusturyalı siyasetçi Michael Spindelegger, Euronews’e verdiği röportajda Avrupa’nın süregelen göç sorununa karşı dengeli ve yaratıcı çözümler geliştirmesi gerektiğini belirtti.
ICMPD, hükümetlere ve kurumlara göçü yönetmek ve uzun vadeli stratejiler geliştirmek konusunda destek veren uluslararası bir kuruluş.
“Artık olağanüstü bir durumun içinde değiliz,” diyen Spindelegger, 2015-2016’daki göç zirvesine atıfta bulunarak, “Ama geçen yıl yine yaklaşık bir milyon iltica başvurusu oldu, bu yüzden gevşemeye yer yok,” ifadelerini kullandı.
Bu yıl Avrupa Birliği’ne düzensiz göçte önemli bir düşüş yaşanmasına rağmen, göç birçok ülkede hâlâ hassas ve tartışmalı bir siyasi konu olmaya devam ediyor.
Yaklaşık 10 yıldır ICMPD’nin başkanlığını yapan ve daha önce Avusturya’dan Avrupa Parlamentosu’na seçilen Spindelegger, AB’nin hâlâ “dengeli ve yaratıcı” bir göç politikası yaklaşımına ihtiyaç duyduğunu söyledi.
İtalya ve Danimarka’dan AİHM’e mektup
Spindelegger, İtalya’nın sığınmacıları Arnavutluk’ta işlemeye yönelik tartışmalı planı gibi yeni göç modellerine destek verdiğini belirtti. Bu planı “yenilikçi” ve İngiltere’nin Ruanda modeliyle yasal açıdan farklı olarak tanımladı.
“Temel fark, İtalya’nın sorumluluğu elinde tutması. Süreci kendi yetkilileri yönetiyor,” diyen Spindelegger, “Eğer işlerse, bu model diğer Avrupa ülkelerine örnek olabilir,” ifadelerini kullandı.
Danimarka gibi ülkelerin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile karşı karşıya geldiği öneriler hakkında sorulduğunda ise Spindelegger açık fikirli olduğunu gösterdi:
“Herkes, göçü yönetmek için akıllı ve modern yollar geliştirmeye davetli,” dedi.
Düzensiz göçü önlemek için Danimarka, göçmenlere ülkelerine dönmeleri için ödeme yapmaktan, belirli etnik grupların bazı mahallelerde yoğunlaşmasını önlemeyi amaçlayan sözde “getto yasası” gibi çeşitli politikalar uyguladı.
Danimarka ve İtalya, birkaç AB ülkesinin de desteklediği açık bir mektupla, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni göçle ilgili yasal yorumlarda “fazla ileri gitmekle” eleştirdi.
AB Göç Paktı: Kusurlu ama önemli
Yıllar süren çalışmaların ardından kabul edilen AB Göç ve İltica Paktı, üye ülkeler arasında görüş ayrılıklarına neden oldu. Macaristan, Polonya ve Hollanda gibi ülkeler güçlü muhalefet gösterdi.
Ancak Spindelegger, bu paketi “büyük bir ilerleme” olarak nitelendirdi ve dağılmakta olduğu yönündeki iddiaları reddetti.
“Avrupa’da her zaman bir muhalefet vardır. Yıllar süren tıkanıklıktan sonra bir atılım sağlanması başlı başına bir başarıdır,” dedi.
Spindelegger, İtalya’nın benimsediği ulusal girişimlerin paktla çelişmediğini de vurguladı. Paktın esas olarak iltica prosedürlerini hızlandırmak ve sınır kontrollerini güçlendirmekle ilgili olduğunu ifade etti.
Güvenli ülkeler ve Suriyelilerin geri gönderilmesi
Göçmenlerin “güvenli” kabul edilen ülkelere geri gönderilmesi konusundaki tartışmalı meseleye dair konuşan Spindelegger, özellikle Suriye bağlamında bu tartışmanın çok karmaşık olduğunu vurguladı.
“Bu, tamamen sahadaki gelişmelere bağlı,” dedi. “Suriye’nin bazı bölgelerinde, özellikle Akdeniz kıyısında şartlar iyileşiyor olabilir, ancak azınlıkların korunmasına dair gerçek güvencelere ihtiyaç var.”
Spindelegger, AB ülkelerinin Suriye’deki yetkililerle doğrudan diyalog kurmalarını ve politikaları belirlemeden önce temkinli davranmalarını önerdi.
Avrupa Birliği bakanları, önümüzdeki hafta Lüksemburg’da göç ve iltica konularını görüşmek üzere toplanacak.
Kaynak: Euronews Türkçe https://tr.euronews.com/my-europe/2025/06/05/icmpd-avrupa-goc-politikalarinda-dengeli-ve-yaratici-cozumler-bulmali