- Göç Araştırmaları Vakfı -
- 12 Aralık 2024
Rakamlar, 2024 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun olan öğrencilerin yüzde 89,74’ünün yurt dışına gittiğini gösteriyor.
Euronews Türkçe, Türkiye’de ilk kez 2017-2018 eğitim-öğretim döneminde uygulanan Liselere Geçiş Sınavı’nın (LGS) güncel verilerini göz önünde bulundurarak, ülke sıralamasının zirvesinde yer alan iki lisedeki (Galatasaray Lisesi ve Kabataş Erkek Lisesi) öğrencilerin mezuniyet sonrasındaki süreçte tercihlerini inceledi.
Her ikisi de İstanbul’da bulunan liselerin 2024 yılındaki taban puanları 494,77, yüzdelik dilimleri 0,04’tü. Sıralamadaki bu benzerliğe karşın okullar, Fransızca (Galatasaray Lisesi) ve Almanca (İstanbul Erkek Lisesi) olan eğitim dilleri ve kurumsal geçmişleriyle ayrışıyor.
Ayrıca İstanbul Erkek Lisesi’nde, Almanya’da lise eğitiminin sonunda alınan ve üniversiteye giriş hakkı tanıyan bir diploma ve sınav sistemi olan ‘Abitur’ sistemi mevcut.
020 yılında Galatasaray Lisesi’nin 136 öğrencisinin sınava girdiği, 100’ünün bir üniversiteye kayıt yaptığı, 15’inin kurum içinde uygulanan sınavla Galatasaray Üniversitesi’ni kazandığı, 17’sinin tercih yapmadığı, dördünün yurt dışına gittiği görülüyor. Lisenin paylaştığı veriler dahilinde, 2020’de eğitim-öğretim hayatı için yurt dışına giden öğrencilerin oranı, yurtta kalanlara kıyasla yüzde 2,94’tü.
2021’de 162 öğrencinin sınava katıldığı, beşinin YKS’ye girmediği, 94’ünün YKS ile Türkiye’deki başka bir üniversiteyi kazandığı, 32’sinin kurum içi sınavla Galatasaray Üniversitesi’ne gittiği, 10 öğrencinin yerleşemediği ve son olarak 21’inin yurt dışına çıktığı görülüyor. Oran, yüzde 12,96’ydı.
2022’de 141 öğrenci vardı. 8’i sınava girmedi. 92’si YKS ile Türkiye’de bir okula girdi. 21’i Galatasaray Üniversitesi’ne girdi. 20 öğrenci yerleşemedi. 22’si yurt dışına gitti. Eğitim için yurttan ayrılan öğrencilerin oranı, yüzde 15,6’ydı.
Son olarak, verilerin paylaşıldığı 2023 yılında 121 öğrenci vardı. 8’i sınava girmedi. 68’i YKS ile Türkiye’de bir okula girdi. İç sınav ile Galatasaray Üniversitesi’ne yerleşen öğrenci sayısı 15’ti. Dokuz öğrenci yerleşemedi. 29’u yurt dışına gitti. Yurt dışına çıkanların oranı, yüzde 23,97’ydi.
Yani 2020-2023 aralığında, yurt dışına giden öğrencilerin oranında 7,25 katlık artış görüldü. 2020’de, sadece dört öğrenci Türkiye’den ayrılırken bu rakam 2023’te 29’du.
Tıpkı Galatasaray Lisesi gibi İstanbul Erkek Lisesi’nin de Milli Eğitim Bakanlığı tabanlı web sitesinde YKS verileri ve öğrencilerin tercihleri görülebiliyor.
Buna göre, 2020 yılında okulun 165 öğrencisi vardı. 20’si tercih yapmadı. 60’ı yurt dışındaki okullara yerleşti. 85’i yurtta kaldı. Oran, yüzde 36,36.
Bunu takip eden 2021 yılında lisenin 165 öğrenci bulunuyordu. 21’i tercih yapmadı. 40 öğrenci Türkiye’de kaldı. 104 öğrenci yurt dışına gitti. Son oran, yüzde 62,13. Yani neredeyse her dört öğrenciden üçü eğitim için ülkeden ayrılmıştı.
2022 yılında ise 172 öğrenci vardı. 99’u yurt dışına gitti. 22 öğrenci tercih yapmadı. 93 öğrenci Almanya’ya gitti. Bir önceki yıla kıyasla gerilemenin görüldüğü 2022’de, son oran yüzde 57,56’ydı.
2023’te toplam 166 öğrenci vardı. 13’ü tercih yapmadı. 20’si Türkiye’de kaldı. 133 öğrenci yurt dışına gitti. Oran, son dönemin en yükseğiydi, yüzde 80,12. Fakat daha da çarpıcı olanı, bir sonraki yıl görüldü.
2024’te 156 öğrenci vardı. Sadece 9 öğrenci Türkiye’de kaldı. 7’si İsviçre’ye, geri kalan 140’ı Almanya’ya gitti. Oran, kurum tarihine geçecek şekilde, yüzde 89,74’tü. Yani neredeyse her 10 öğrenciden dokuzu yurttan ayrıldı.
Beyin göçü gerçeği
Türkiye İstatistik Kurumu, 26 Eylül 2024’te, 2021-2023 yıllarının “Yükseköğretim Beyin Göçü” rakamlarını paylaştı.
Çalışma kapsamında, lisans eğitimini Türkiye’de tamamlayıp, mezuniyet sonrasında yurt dışında uzun süreli ikamet eden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının verileri incelendi.
Bu doğrultuda, 2015’te yüzde 1,6 olan oran, 2023’te, kadınlarda yüzde 1,6, erkeklerde yüzde 2,4’e yükseldi.
2023’te, bilişim ve iletişim teknolojileri alanlarından mezun olanlarda bu oran yüzde 6,8, mühendislikte yüzde 4,4, doğa bilimlerinde yüzde 2,6’ydı.
Mezunların beyin göçü oranları incelendiğinde, en yüksek beyin göçü oranına sahip lisans programları sırasıyla, moleküler biyoloji ve genetik (yüzde 17,9), biyomühendislik (yüzde 10,2), işletme mühendisliği (yüzde 9,8), elektronik mühendisliği (yüzde 9,1), matematik mühendisliği (yüzde 8,9) ve bilgisayar mühendisliği (yüzde 8,4) oldu.
Bir lisans programını tamamlayanların göç etmek için tercih ettikleri ilk beş ülke sırasıyla Amerika Birleşik Devletleri (yüzde 21,4), Almanya (yüzde 17,5), Birleşik Krallık (yüzde 11,2), Hollanda (yüzde 6,9) ve yüzde 4,9 ile Kanada’ydı.
İşletme bölümü ABD ve Kanada’da birinci, İngiltere’de ikinci, Almanya’da üçüncü, Hollanda’da dördüncü sıradaydı.
13.12.2024
Kaynak: Euronews Türkiye https://tr.euronews.com/2024/12/13/turkiyenin-en-iyi-liselerinde-beyin-gocu-mezuniyetle-basliyor
23. Avrupa’daki Suriyeliler Ülkelerine Geri mi Gönderilecek?
Avrupa ülkeleri, Esad rejiminin devrilmesi sonrasında Suriyelileri ülkelerine geri göndermeyi tartışıyor. Bu mümkün mü? Hangi ülkeler hazırlık yapmaya başladı? Hak savunucuları ne diyor?
Suriye’de Esad rejiminin devrilmesiyle birlikte, bir çok Avrupa ülkesinde Suriyeli mültecilerin geri gönderilmesi, sınır dışı edilmeleri tartışmaları başladı.
Özellikle sağcı popülist partiler, Suriye’deki iç savaş esnasında Avrupa’ya gelmiş olan Suriyelilerin artık ülkelerine geri dönmesi gerektiğini savunuyor.
Ancak radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki muhalif güçlerin nasıl bir politika izleyeceğinin belirsizliğini koruması, hükümetleri düşündürüyor.
Almanya’da durum ne?
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi (BAMF) Suriyelilerin iltica başvuruları ile ilgili değerlendirme süreçlerini askıya aldı.
Almanya’da başvuruları ile ilgili değerlendirme süreçleri askıya alınan 47 bin Suriyeli olduğu belirtiliyor.
Suriyelilerin büyük bir bölümüne iltica hakkı tanınmıyor, geçici koruma statüsü veriliyor. Bu hak, işkence ya da ölüm cezası gibi nedenlerle kendi ülkesinde hayati tehlikede olan kişilere veriliyor.
Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre, 31 Ekim 2024 tarihi itibarıyla Almanya’da 974 bin 136 Suriyeli yaşıyor. Bu kişilerden 5 bin 90’ı iltica hakkı tanınmış kişilerden oluşurken 321 bin 444’ü mülteci ve 329 bin 242’si geçici koruma statüsü altındaki sığınmacılar. Geri kalan Suriyelilerin ise aile birleşimi gibi farklı yollardan Almanya’ya gelip farklı oturma izinlerine sahip kişiler olduğu belirtiliyor.
Diğer AB üyesi ülkeler hangi adımları atıyor?
Belçika, Danimarka, Fransa, Yunanistan, İtalya, Hırvatistan, Avusturya ve İsveç de tıpkı Almanya gibi Suriyelilerin sığınma başvurularını askıya alan Avrupa Birliği (AB) ülkeleri arasında.
AB üyesi olmayan İsviçre, İngiltere ve Norveç de benzer adımlar attıklarını duyurdu.
Bu kararlar, Avrupa genelindeki binlerce Suriyeli için belirsizlik ve endişe anlamına geliyor.
Avrupa Birliği Sığınma Ajansı (EUAA) tarafından açıklanan son resmi verilere göre, Ekim ayı sonu itibarıyla AB genelinde 108 bin 200 Suriye vatandaşının sığınma talebi beklemedeydi.
Geri göndermeye hazırlanan ülkeler var mı?
Avusturya, Suriyelilerin ülkeden ayrılmalarının kolaylaştırılması ve Suriye’ye dönüşlerinin sağlanması için harekete geçen ilk ülke oldu.
Başbakanı Karl Nehammer, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarda Suriyelilerin artık geri gönderileceğini, anavatanlarına geri dönmek isteyenlerin destekleneceğini açıkladı.
Nehammer, Suriyelilerin iltica başvurularına ilişkin prosedürlerin askıya alındığını duyururken, “Esad rejiminin düşmesi Suriye’deki genel durumu değiştiriyor. Ülkenin artık vatandaşlarına ihtiyacı var. Memleketlerine dönmek isteyen herkesi destekleyeceğiz” sözlerini kaydetti.
Suriye’deki “geçiş yönetimi başbakanı” Muhammed el Beşir’in Suriyelilere yaptığı “geri dönün” çağrısı üzerine de bir açıklama yapan Nehammer, şunları kaydetti:
“Suriye’nin yeni başbakanı, ülkeyi yeniden inşa etmek için kaçan vatandaşlarına Suriye’ye dönmeleri çağrısında bulundu. Avusturya, evlerine dönmek isteyen tüm Suriyelileri destekleyecektir. Suriye’deki yeni yöneticiler, geri dönenleri kabul etmek ve Avusturya’dan geri dönüşleri kolaylaştırmak için hızlı bir şekilde istikrarlı koşullar tesis etmeli.”
Almanya’da ana muhalefetteki Hristiyan Birlik partileri (CDU/CSU) Olaf Scholz başbakanlığındaki hükümete buna benzer bir geri dönüş programı hazırlama çağrısı yaptı, hatta ülkelerine dönecek Suriyelilere 1000 euro ödenmesini önerdi. Ancak hükümet Suriye’deki belirsizliğe dikkat çekerek bunun için henüz erken olduğunu düşünüyor.
Hak savunucuları ne diyor?
İnsan hakları ve mültecileri koruma örgütleri Avrupa’nın gündemine damgasını vuran bu tartışmaları sert ifadelerle eleştiriyor.
Alman mültecilere yardım kuruluşu Pro Asyl, “Suriye’de devam eden kaos ve şiddet göz önünde bulundurulduğunda, geri göndermenin gündeme getirilmesi gerçekçi değil, tehlikeli ve sorumsuzca” açıklamasını yaptı.
Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) de siyasi partilere mültecileri Almanya’daki seçimlerde araçsallaştırmama çağrısı yaptı, hiçbir hükümetin istemedikleri halde Suriyelileri geri göndermemesi ve bunu planlamaması gerektiğini söyledi. UAÖ, ayrıca Suriyeli mültecilerin bu tartışmalarla daha büyük bir belirsizlik sürecine sürüklenmemeleri gerektiği konusunda uyardı.
Suriyeliler kolayca sınır dışı edilebilir mi?
Hayır. Geri göndermeme ilkesi (non refoulement) uyarınca bu mümkün değil. Bu ilke, gidecekleri ülkede işkence, insanlık dışı muamele veya ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalma riski bulunan kişilerin sınır dışı edilmesini, iade edilmesini veya geri gönderilmesini yasaklıyor.
Bu, uluslararası hukukun temel bir ilkesi, kısaca Cenevre Mülteci Sözleşmesi olarak adlandırılan, Mültecilerin Hukuki Durumuna İlişkin Sözleşme’de de yer alıyor.
Esad rejiminin devrilmiş olması yeterli bir neden mi?
Hayır, Esad rejiminin devrilmiş olması iç savaştan kaçıp başka ülkelere sığınmış olan Suriyelilerin ülkelerine geri gönderilmesi için tek başına yeterli bir neden değil.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) de açıkça belirttiği üzere, 1951 Cenevre Mülteci Sözleşmesi uyarınca mülteci statüsünün geri alınması için “menşe ülkede köklü ve kalıcı değişiklikler” gerekli.
Hem UNHCR hem Avrupa Komisyonu, son günlerde yaptıkları açıklamalarda öncelikle Suriye’deki gidişatın izlenmesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen da bir kaç gün önce Suriyelilere ev sahipliği yapan ülkelere “geri göndermek için acele etmeyin” çağrısı yaptı. Suriye’de siyasi belirsizliğin sürmekte olduğuna dikkat çeken Pedersen, “İnsani durum felaket boyutta. Ekonomi çökmüş durumda” diyerek ülkedeki yaşam koşulların çok ağır olduğuna vurgu yaptı.
Şimdi Suriye’ye ilişkin öncelikli beklenti ne?
Uluslararası toplum, Suriye’de istikrar sağlanmasını, demokratik, çoğulcu, azınlıkları koruyan bir düzen inşa edilmesini bekliyor.
Gözler radikal İslamcı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) tarafından “geçiş yönetiminin başbakanı” olarak atanan Muhammed el Beşir’e çevrildi. AB, Suriye’deki yeni yönetimi henüz tanımadı. Hatta ABD ve Türkiye gibi AB de HTŞ’yi terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
Bununla birlikte Almanya ve Fransa, insan haklarına saygı göstermesi, etnik ve dini azınlıkları koruması koşuluyla Şam’daki yeni yönetimle diyaloğa yeşil ışık yaktı.
Kaynak: DW Türkçe https://www.dwturkce1.com/tr/avrupadaki-suriyeliler-%C3%BClkelerine-geri-mi-g%C3%B6nderilecek/a-71036555