- Göç Araştırmaları Vakfı -
- 5 Şubat 2022
Kamuoyunun Dikkatine,
Göçmenleri Ölüme Terk Etmek Temel Bir Hak İhlalidir.
2 Şubat 2022 günü Edirne’nin İpsala İlçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde, Yunanistan tarafından geri itilen göçmenlerden 12’si donarak hayatını kaybetmiştir. Edirne Valiliği’nden bugün (03.02.2022) yapılan yeni açıklamaya göre ise bölgedeki arama ve tarama faaliyetleri sonucu donarak hayatını kaybeden göçmen sayısı 19’a yükselmiştir. Yunanistan’ın özellikle son yıllarda göçmenlere karşı uyguladığı ölümlere yol açacak kadar insanlık dışı politikaları ulusal ve uluslararası kamuoyunun malumudur. Ne yazık ki bunun son örneği Edirne’de yaşanmıştır.
Sınırlar göçmenlerin ölüme terkedildiği mekanlar değildir, olmamalıdır. Hatırlatmak isteriz ki uluslararası birçok metinde de yer aldığı gibi insan hareketlilikleri temel bir hak, bunu engellemek ise açık bir hak ihlalidir. Söz konusu maddeleri hatırlatmak isteriz:
- İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 13. maddesinde “(1) herkes herhangi bir devletin sınırları içinde seyahat ve ikamet özgürlüğüne sahiptir, (2) herkes, kendi ülkesi de dahil olmak üzere herhangi bir ülkeden ayrılma ve ülkesine dönme hakkına sahiptir” ifadeleri yer alırken 14. maddesinde “herkesin zulümden başka ülkelere sığınma ve sığınma olanaklarından yararlanma hakkı vardır” ifadesine yer verilmiştir.
- Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde “Yüksek Sözleşmeci Taraflar kendi yetki alanları içinde bulunan herkesin, bu Sözleşme’nin birinci bölümünde açıklanan hak ve özgürlüklerden yararlanmalarını sağlarlar.”, 3. Maddesinde ise “Hiç kimse işkenceye veya insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya cezaya tabi tutulamaz.” ifadeleri yer almaktadır.
- Cenevre Sözleşmesi’nin mülteci tanımına atıfla 31. Maddede yasadışı sınır geçişlerinde dahi ceza verilmemesi gerektiği şu şekilde aktarılmıştır: “Taraf Devletler, hayatlarının veya özgürlüklerinin Madde 1’de gösterilen şekilde tehdit altında bulunduğu bir ülkeden doğruca gelerek izinsizce kendi topraklarına giren veya bu topraklarda bulunan mültecilere, gecikmeden yetkili makamlara başvurarak yasadışı girişlerinin veya bulunuşlarının geçerli nedenlerini göstermeleri koşuluyla, yasadışı yollardan girişleri veya bulunuşlarından dolayı ceza vermeyeceklerdir.”
- Cenevre Sözleşmesi’nin 33. Maddesinde geri göndermeme ilkesi açık şekilde belirtilir ve mülteci ve sığınmacıların zulüm tehlikesinin olduğu yerlere geri gönderilmesi yasaklanır.
- AB Temel Haklar Şartı’nın 1. Maddesinde “İnsan saygınlığı ihlal edilemez; saygı gösterilmeli ve korunmalıdır.”, 2. Maddesinde “(1) Herkes yaşama hakkına sahiptir, (2) Hiç kimse ölüm cezasına çarptırılamaz veya böyle bir ceza infaz edilemez.” ve 4. Maddesinde “hiç kimseye işkence yapılamaz, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele edilemez veya ceza verilemez.” ifadeleri yer almaktadır.
- Schengen Sınırları Kanunu’nun 7. Maddesinde “sınır muhafızları, görevlerini yerine getirirken insan onuruna tam olarak saygı gösterir, cinsiyet, ırk veya etnik köken, din veya inanç, engellilik, yaş veya cinsel yönelim temelinde kişilere karşı ayrımcılık yapmaz.” ifadelerine yer verilmiştir. Aynı kanunun 12. maddesinde de sınır yönetimi faaliyetlerinde geri göndermeme ilkesine saygı duymaları şart koşulmuştur.
Sınırlarında inşa ettiği duvarlar, yüzen deniz bariyerleri, göçmenlere karşı kullanılan kulakları sağır edecek nitelikteki ses sistemleri, tarihi geçmiş gaz bombaları, plastik ve gerçek mermiler ve artık rutin haline getirdikleri geri itme uygulamaları ile Yunanistan, son yıllarda bilhassa Türkiye sınırında uyguladığı politikalar ile yukarıda yer alan bütün maddeleri açıkça ihlal etmektedir. Bununla birlikte uluslararası korumaya ilişkin gerek temel gerek ikincil ve tamamlayıcı korumaya dair yükümlülükler yerine getirilmemekte, içlerinde zulümden kaçanların da olduğu göçmenler durumları anlaşılmadan genelleyici bir uygulamayla geri gönderilmektedirler. Kaldı ki her bir göçmenin taleplerinin ayrı ayrı alınarak bireysel değerlendirmeye tabi tutulması esastır.
Son dönemde Türkiye-Yunanistan, İspanya-Fas, Polonya-Belarus başta olmak üzere dünyanın farklı sınırlarında görüldüğü üzere maalesef sınırlar göçmenler için adeta yeni zulüm ve ölüm mekanları haline gelmiştir. Bununla birlikte çoğunlukla zulümden kaçarak daha iyi bir hayat umuduyla yaşam yerlerini terk eden göçmenler, devletlerin katı sınır politikalarının yanı sıra özellikle kış aylarında dondurucu soğuklarla baş etmek durumunda kalmaktadır. Bu minvalde Yunanistan başta olmak üzere sınırlarında göçmenlerle muhatap olan bütün devletlerin yukarıda belirtilen uluslararası metinlere sadık kalması, temel insan haklarına uygun politikalar üretmesi ve göçmenlerin ölümlerine yol açacak her türlü uygulamadan vazgeçmeleri çağrısında bulunuyoruz.
Kamuoyuna duyurulur.
Göç Araştırmaları Vakfı